46 şirket, ilk halka arzdan 64,3 milyar TL fon topladı
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD) düzenlediği 15. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi, kamu ve iş dünyasının yoğun katılımıyla gerçekleşti. Zirve kapsamında düzenlenen panellerde, alanında uzman isimler kurumsallaşmanın önemini masaya yatırdı. Ana teması, “2. Yüzyılda Başarının Anahtarı: Kurumsal Yönetim” olarak belirlenen zirvenin açılış konuşmalarını TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tamer Saka ve Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül yaptı.
Dünyada devam eden jeopolitik gelişmeler, ana ihracat pazarlarımızdaki zayıflık ve enflasyonun, ülkemiz açısından bazı risk unsurları olarak öne çıktığını belirten SPK Başkanı Gönül, “Bu şartlar altında sermaye piyasalarımız ve borsamız, fon arayışındaki şirketler ve getiri arayışındaki yatırımcılar açısından önemli bir alternatif olmaya devam etmektedir” dedi. Dünyada halka arzlar hem sayı hem de büyüklük olarak azalırken Türkiye’de geçen yılki yüksek halka arz performansının devam ettiğini belirten Gönül, “Geçen yıl 19,3 milyar TL olan ilk halka arzlardan toplanan fon tutarı bu yıl 20 Kasım itibarıyla 46 şirket ile 64,3 milyar TL seviyesine ulaştı. Önümüzdeki dönemde halka arzlara olan talebin benzer şekilde devam edeceğini öngörüyoruz” dedi. Halka açılmanın sadece alternatif bir finansman yöntemi, şirketlere fon kaynağı olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Gönül, halka arzla birlikte artan kamuyu aydınlatma, şeff af olma, raporlama, bağımsız denetim ve benzeri yükümlülüklerin şirketlerin kurumsallaşma süreçlerini hızlandırdığını ve yönetim kalitesini artırdığını vurguladı.
“GÜVEN, PİYASA EKONOMİSİ İÇİN KRİTİK BİR KAYNAKTIR”
Gönül, güvenin piyasa ekonomisinin işlemesi ve büyümesi için kritik bir kaynak olduğunu dile getirdi. Ticari işlemlerin tamamının güven unsuruna dayandığını aktaran Gönül, güvenin, işlem maliyetlerini düşürürken yatırımları ve ekonomik büyümeyi desteklediğini kaydetti. Güvenilir finansal tablolar ve kamuya yapılan açıklamaların sermaye piyasalarında güven oluşturmanın anahtarı olduğunu söyleyen Gönül, yatırımcıların borsada işlem gören şirketlerin sunduğu finansal tabloların ve açıklamaların kalitesine dayanarak kararlar aldığını kaydetti. Gönül, şirketlerin, sermaye piyasalarında güven sağlama sürecinde kritik rolleri ve görevleri dikkate alarak verdikleri hizmetlerin kalitesinin artırılması gerektiğini belirterek, güvenin tesis edilmesinde paydaşların da çok önemli bir fonksiyonu olduğunu ifade etti.
BORSA ŞİRKETLERİ KURUMSAL YÖNETİMİ CİDDİ OLARAK ELE ALIYOR
SPK’nın diğer konularda olduğu gibi kurumsal yönetim konusunda da uluslararası gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, bu konuda şirketlerin uygulamalarının gözetimini gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladı. Gönül, “Burada borsada işlem gören şirketlerin önemli bir kısmının, kurumsal yönetimi ciddi olarak ele aldığını ve bu konuda şirketlerimizin genel olarak her yıl daha iyiye gittiklerini görmekten büyük mutluluk duyduğumuzu ifade etmek isterim” dedi. Gönül, tüm taraflar olarak kurumsal yönetim standartlarının yükseltilmesi ve güvenin güçlendirilmesine yönelik çabaların devam etmesi gerektiğini dile getirerek, “Ülkemiz sermaye piyasalarının en iyi örneklerle kıyaslanabilir hale gelmesini ve bu amaçla sürekli iyileştirme arayışında olmamız gereğini bir kez daha yineliyorum” şeklinde konuştu.
“CUMHURİYETİMİZ 100 TKYD 20 YAŞINDA”
TKYD Başkanı Dr. Tamer Saka da Cumhuriyetin 100. TKYD’nin ise 20. yılını kutlandığı günümüzde artık ‘Kurumsal Yönetim’ anlayışının daha çok tanındığını kaydetti. İş dünyasının ikinci yüzyılda çok ciddi belirsizlikler ve riskler karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunan Saka, “Bu belirsizlikleri yönetebilecek iş dünyasını donatmamız gerekiyor. Kurumsal yönetim konusu da esasında bu önemli araçlardan bir tanesi. Bu zirvede çok önemli sponsorluklarımız var. Önümüzdeki dönemde atılacak olan adımları belirleyeceğiz” dedi.
20 yıllık süreçte en önemli kazanımı üye profili olarak açıklayan Saka, “Hem kurumsal hem de bireysel üyelik anlamında oldukça güçlü bir noktaya geldik. Önümüzdeki dönemde bunu geliştirmeye yönelik adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. En temel değişiklik ise kurumsal yönetim kavramını daha geniş tanımıyla tartıştırmak istiyoruz. Ekosistem üzerinden kurumsal yönetimi tartışmak çok değerli, bunu ülkenin DNA’sına eklemeliyiz” görüşünü paylaştı.
İLBER ORTAYLI: NUTUK, CUMHURİYETİN İLK KURUMSAL YÖNETİM ESERİDİR
Kurumsal Yönetim Zirvesinde Ekonomi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ moderatörlüğünde Tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı ‘Cumhuriyetin ilk Kurumsal Yönetim Eseri: NUTUK’ başlıklı konuşma yaptı. Ortaylı iş dünyasına “Siz Nutuk’u okuyacaksınız, 1931 Halk Partisi Kurultayı’nın kararlarına bakacaksınız. 4. cilt Cumhuriyet tarihine ayrılmıştır. 1931 Kurultayı’nın kararları da oradadır, o bölümü bastırın ve dağıtın cemaate herkes okusun” dedi. Nutuk’un Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu anlatan, Atatürk’ün hayatını içeren temel bir eser olduğuna vurgu yapan Ortaylı, şunları söyledi: “Bir ilmihal değildir. İş adamlarına, kurum yöneticilerine nasıl davranacakları öğretilmez. Nutuk Türk gençliğine ‘vatanı nasıl seveceksiniz’i öğretir. Kırk yaşının altına vatan şuuru veriyor. ‘Burayı her zaman işgal edebilirler, milletlerarası sulh hikayelerine güvenmeyin fazla’ diyor. ‘Vatan sizindir siz koruyacaksınız başka kimseye de güvenemezsiniz’ diyor. 1923’te Cumhuriyeti nasıl kurduğunu, arkadaşları ve düşmanlarıyla olan ilişkilerini izah ediyor. Modern Türkiye’nin ilk önemli eseri. İçindeki 1931’deki Cumhuriyet Halk fırkasının kurultayındaki kararlar önemli. Burada Türkiye’de nasıl işletme yapılacağını, gençlerin ne olacağını söylüyor. Bir kere Türklerde kadın erkek eşitliği çok önemli. Atatürk’te kadın eşitliği biraz hissidir. Belki Rumelili olmasından belki annesini çok sevmesinden kaynaklı. Kadınlar bir an evvel idareye girsin çok istiyor. Mesela savaş boyunca Halide Edip Adıvar’ı mevkiinin çok ötesinde bir danışman olarak kullandı. Halide Edip ile bu ölçüler içinde kavga da etti. Türkiye için çizdiği portre realist olmadığı için giden Halide Edip Adıvar oldu. 1931’deki en önemli şeylerden biri budur. Kadın erkek eşitliği. Kanun-u Medeni çıkmıştır. O kanun topluma oturur mu oturmaz mı tartışıldı. Bugünküler boşanırken holdingi bile bölüşecekler. Böyle saçma şey olmaz. Holding bir milli müessesedir. Hukuk devrimi yapmış bir memleket. Birçok Avrupa ülkesinde yoktu bu kadın eşitliği devrimleri. 1931 Türkiye’sinde daha doğru dürüst firma bile yok, Türk gençleri çalışacaktır deniyor. Bu çok önemli. Türkiye’de iş disiplini, çok önemli. Amerika sayesinde 1960’ların başında şirketleşme anlamında büyük bir mekanizma kurduk. Burada büyük adamların adını söylemek lazım biri Vehbi Koç öteki Asım Kocabıyık. Asım Bey iktisat fakültesi mezunuydu. Borusan’ın kurucusu. Vehbi Bey Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğunda üç tane zabıt katibi vardı biri Vehbi Beydi. 1931 kurultayında önemli bir olay da Türk gençlerinin üretim içinde üretime katılmaları… Mütemadiyen mühendis bursları veriliyor.”
patronlardunyasi.com