MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter, gazetemiz yazarı ve Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri Prof. Dr. Emre Kongar’ı hedef alan bir paylaşımda bulundu.Yönter, Kongar’a yönelik paylaşımında “Bahse konu köşe yazısı saygın bir akademisyenin değil aklı ve mantığı işgal edilmiş bir zavallının hezeyannamesidir” dedi. Konu hakkında Cumhuriyet’e açıklamada bulunan Kongar, siyasi parti yöneticilerinin muhattabı olmadığını, Yönter’in tepkisinin ise MHP içindeki karmaşadan kaynaklandığını belirtti.
Kongar şu ifadeleri kullandı:
“Yönter’in ve diğer yöneticilerin davranışları, doğrudan doğruya Sinan Ateş cinayetinde yaşanan karışıklık ve parti içindeki liderlik rekabetinin bir sonucudur. MHP, Sinan Ateş cinayetinin kendisine yüklediği sorumluluğun telaşı içinde bir yandan Cumhur İttifakı’nın iktidarını kurtarmaya ve korumaya çalışırken öte yandan Bahçeli sonrası yapılanmanın kavgasını yapıyor. “
“İYİCE KÖŞEYE SIKIŞMIŞ GÖRÜNÜYOR”
Kongar sözlerini, “Büyük ortak AKP’nin Sinan ateş cinayetinin sorumluluğuna katılmamak istememesi MHP’yi iyice köşeye sıkıştırmış görünüyor. Öte yandan, zaten demokrasiye darbe vurmakla suçlanan AKP bir de Sinan Ateş cinayetinin kanlı sorumluluğunu yüklenmek istemiyor. Sanıyorum bana yöneltilen saldırının altında bu iki faktör yatıyor. Ben siyasal parti yöneticileriyle polemiğe girmem çünkü onlar benim muhattabım değillerdir” ifadeleriyle noktaladı.
“DEMOKRASİYİ ÖĞRETEMEMİŞİM”
Kongar’ın İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde hocası olduğunu belirten Yönter, ayrıca “Nitekim bahse konu köşe yazısı saygın bir akademisyenin değil aklı ve mantığı işgal edilmiş bir zavallının hezeyannamesidir…Hazin olduğu kadar hüsran verici…Emre Hoca, Özgür’ü referans alma, kalırsın dondurucu ayaza…” ifadelerini kullandı.
Yönter’e, TELE1 ekranlarında yayımlanan 18 Dakika programında yanıt veren Kongar, şunları söyledi:
“Ben bir hoca olarak öğrencilerimin her türlü yanlış değerlendirmelerine iftiralarına tanık olmuş birsiyim. Bu zatı muhterem benim öğrencim olmuşsa kabahat benim. Kendisine demokrasiyi öğretememişim. Kendisine demokratik siyasette tabancanın yeri olmadığını öğretememişim. Yazıklar olsun benim hocalığıma. Demokratik siyasette tabancanın yeri yoktur. İletişimle yapılır. Öyle bir iktidar ki karşımızda… Parlamenter demokrasi rafa kalmış şahsım devleti egemen. Polis, jandarma, yargı emrinde… Hala tabanca istiyor. Yazıklar olsun eğer benim öğrencim olmuşsa yazıklar olsun bana ki ona öğretememişim“